İşletmenizin Nasıl Gözüktüğü Neden Önemli bir Konudur?

The importance of appearance in business
Shares

Ürünler, websiteleri, metinler yarattığımızda ya da teklifler gönderdiğimizde yaptığımız iş hakkında pozitif geri bildirim ya da övgü almak için elimizden gelni yapmak isteriz. Aşmamız gereken ilk bariyerler insan gözü, bu veriyi işleyen beyin ve insanlara bir zamanlar doğada hayatta kalma şansı veren ilkel mekanizmalardır.

Yaşı 30’dan fazla olup da genç gözüktükleri için alkol almak istedikleri zaman kimlik sorulan insanlar vardır. Bu insanlar işletme toplantılarında daha az ciddiye alınabilirler – en azından en başta. Adil ve objektif olmaya çalıştığımızda bile ilk izlenim belirleyicidir. Bir kişiyle, şirketle ya da ürün ile sonraki deneyimlerimiz üzerinde etkisi olabilir.

Hızlı değerlendirme

Bir şey üretirken diğer insanların dikkatini almak için bir sıraya gireriz. Sırayı aldığımızda da kitlemiz bize bir anlığına ilgi ile bakar ancak dikkatli incelendiğinde genelde hayal kırıklığına uğradıklarını görürüz. Hiç bir duruma aşırı duygusal bir şekilde yaklaşım hemen ardından bundan utandığınız oldu mu? Normal bir durumdur bu.

İnsanlar öncelikle görüntüyü değerlendirirler – grafik tasarım, yerleştirme, görsel belirleyiciler, kıyafetler ya da renkler. Bir saniyeden bile kısa bir anda zamanlarını bir şeye harcamanın değip değmeyeceğine karar verirler. Ve bu o insanların kaba olduğunu ya da yanlış değerlere sahip olduğunu göstermez. Doğa bizi böyle programlamış.

Ne düşündüğünüzü biliyorum – hiç kimse dış görünüşü ile yargılanmak istemez. Bu yüzden bizler böyle sığ kararlar vermek istemeyiz. Ancak maalesef düşündüğümüzden daha az rasyoneliz genelde.

Neden hızlıca ve yüzeysel bir şekilde değerlendiriyoruz?

Malcolm Gladwell’in, Blink: The Power of Thinking Without Thinking kitabında ilgi çekici bir deneyin açıklamasını görürüz. Öğrencilerden bazı öğretmenleri birkaç saniyelik video kayıtlarına bakarak değerlendirmeleri istenmiştir. Ardından da bu öğrenciler bu öğretmenlerin derslerine altı ay boyunca düzenli katılırlar. Çoğunlukla 6 ay sonra bu öğretmenler ile ilgili oluşan fikirlerin, en başta kısa videolar ile oluşan fikirler ile aynı olduğu ortaya çıkmıştır.

Bu İlk Bakışta Tahmin Hatası olarak bilinir. Bize ilk ulaşan bilgi bizi en çok etkiler ve ilk izlenim daha sonraları değiştirmesi çok zor bir şeydir. Örneğin düşünün ki, iş yerinde yeni bir arkadaşınız var. Daha ilk gününde geç kalktı ve size kaba davrandı. Bu negatif ilk izlenim sebebiyle sonraki günlerde onu daha sert bir şekilde yargılarsınız. Eğer ikinci günde size karşı kibar ve sevecen olsa bile bunu bir tesadüf olarak görürsünüz.

Sadece birkaç hafta geçtikten sonra onunla alakalı fikirlerinizi değiştirebilirsiniz. Bu markalar, ürünler, websiteleri ve karşımıza çıkan diğer şeyler için de aynı şekildedir.

Genelde bunun farkında değilizdir ama sürekli olarak etrafımızdakileri değerlendiririz. Bu zor koşullarda hayatta kalmak için onbinlerce yıl boyunca süren evrimimizin bir ürünüdür. Muhtemel bir tehditi doğru bir anda farketmemizi sağlayan bir erken uyarı sistemidir. Böyle bir sistemin bir anlık sürelerde çalışması gerekiyordu – eğer bir kaplan bize doğru koşuyorsa, detaylı düşünmenin pek vakti olmaz.

Bugün ağaçların arkasında gizlenmiş yırtıcı hayvanlar hakkında endişe etmemize gerek olmasa da hızlı değerlendirme alışkanlığımız bir bilgi seli altında boğulmamızı engelliyor.

Bilgi selinde hareket edebilmek

Güzel şeyler daha iyi çalışır

Seçici ve yüzeyseliz. Umduğumuz kadar rasyonel düşünmüyoruz; gri hücrelerimiz ile değil de gözlerimiz ile değerlendiriyoruz. Görme insanın en önemli duyusudur. Onun sayesinde çevremiz hakkındaki bilginin %80-%90’ına erişebiliyoruz. İnsan gözü çeşitli sinyalleri toplayan 250 milyondan fazla reseptör içeriyor ve bunları beyinlerimize iletiyor. Beyin bunları analiz ediyor ve renklere, boyutlara ve şekillere karar veriyor.

Eğer ilgi ve alakamızı, moda ve elit bir kulüpmüş gibi düşünecek olursak gözlerimizi içeri kimin gireceğini seçen korumalar gibi hayal edebiliriz.

Emotional Design kitabının yazarı Donald Norman, bir grup insanın iki ATM’yi test ettiği bir deneyi anlatır. İki cihazın da özellikleri aynıdır ve sadece görüntüleri farklıdır. Bir ATM kirli ve yıpranmış iken diğeri temiz, güzel ve yenidir.

ATMler sadece estetik olarak ayrılsa da güzel olan ATM tüm kriterlerde hep kazanmıştır. Örneğin deney katılımcıları bu ATM’nin parayı daha hızlı verdiğini, daha iyi bir arayüze ve buton yerleşimine sebep olduğunu iddia etmişlerdir ama tüm bu özellikler iki ATM’de de aynıdır. Görünümün sebep olduğu pozitif algı diğer unsurların değerlendirilmesini de etkilemiştir.

Bu psikolojik fenomene Halo Etkisi denir. Bir özellik hakkındaki değerlendirmemizi bir diğerine aktardığımızda yaşanır ve genelde görünüm ile ilgilidir. Bir yeni ve güzel gözüktüğünde genelde onun daha iyi çalıştığını düşünürüz. Halo meleklerin başında bulunan parlak halka demektir. Yani iyiliğin halosu diğer özelliklerin de üzerinde parlar. Diğer türlüsü de mümkündür: çirkin olarak genelde daha değersiz görülür.

Görünümün önemi yok mu?

Buna rağmen çoğu kez görünümün bir önemi olmadığının söylendiğini duydum:

  • Müşteri benim logomun ne olduğunu umursamıyor;
  • Arayüzün güzel olmasına gerek yok çünkü en önemli şey kullanılabilirlik;
  • En çirkin blog bile kendini ilgi çekici içerikler ile koruyabilir;
  • Sunum slaytlarının güzel olmasına gerek yok;
  • Müşteriler restoranları iç ve menü tasarımına göre değerlendirmiyor;
  • Kitleler sosyal medya grafiklerimin iyi tasarlanıp tasarlanmadığını umursamıyor.

Yüzlerce deney ve bizim davranışımız tam tersini söylüyor. Tabi ki güzel bir şeyin arkasında değeri olan hiçbir şey yoksa alıcıların hayal kırıklığı çok daha büyük olacaktır. İki unsur ile de ilgilenmeliyiz – asıl değer ve uygulamanın şekli

Ancak genelde ikincisinin umursamıyoruz. Bunun sebebi genelde yapmak istememek değil de bu konuda yetkin olmamak. İyi bir projenin bizim faydamıza olacağını biliriz ama bunu nasıl yapacağımızı bilmeyiz. Ve aynı zamanda bunu dışarıya yaptırmak için gerekli kaynaklara sahip olmuyoruz genelde.

Grafik tasarım nasıl halledilmeli?

Bir düzine yıldan fazladır grafik programları gelişmeye devam ediyor. Bugün materyallerinizin kalitesini artırmak için gelişmiş grafik yeteneklerine ya da kalın bir cüzdana ihtiyacınız yok. Bu iş artık istemek ve bunun yapılmasının mümkün olduğunu bilmek ile alakalı.

Blogumuzda bunun nasıl yapılacağı ile ilgili birkaç yoldan bahsettik zaten.

Öncelikle ücretsiz görsel ve fotoğraf depolarından faydalanın. Eğer bir şeyler aramaya vakit kaybetmek istemiyorsanız ya da daha orjinal fotoğraflar arıyorsanız premium depolara göz atabilirsiniz. Ya da ücretsiz grafik tasarım araçları kullanarak bunları kendini yapabilirsiniz, grafik yetenekleriniz olmasa bile.

Sonraki adım da bu işleri bir profesyonele yaptırmaktır. Bunları freelance sitelerinde bulabilirsiniz, bu sitelerden bir sürü var ve listeleme genelde ücretsiz. İşlerinin kalitesi çok yüksek ve fiyatları çok düşük olabiliyor.

Anlaşılır, istikrarlı reklam materyalleri şirketinizin piyasadaki pozisyonunu güçlendirmek için işlevli bir yoldur. Karakteristik renk, logo ve isim sizi rakiplerinizden ayrıştıracak ana unsurlardır.

İstikrarlı reklam materyallerinde, istikrarlı bir şekilde kendini gösteren şirket politikası güven aşılar. Müşteriler şirketinizin stabilitesini ve istikrarını takdirle karşılarlar. Böyle bir yatırım – zaman ya da ufak bir para olarak – size çok daha fazla kar ile dönecektir.

Eğer bu makaleyi sevdiyseniz UltaHost hosting platformuna bayılacaksınız. Destek ekibimizden 7/24 destek alın. Güçlü altyapımız oto-ölçeklenebilirlik, performans ve güvenliğe odaklanır. İzin verin size farkı gösterelim! Paketlerimizi inceleyin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous Post
CloudLinux vs AlmaLinux

CloudLinux vs AlmaLinux: Sunucunuz için Doğru İşletim Sistemini Seçmek

Next Post
Your online business: a guide for beginners

5 adımda online işletme – Yeni başlayanlar için bir rehber.

Related Posts